7 Ocak 2018


Aşağı Tarla

Kumlu yola girdik, incecik kum, un gibi
ben görmemiştim hiç o güne dek ayak izlerimi
yılan izlerini de ilk gördüm; öyleymiş, babam söyledi.
Aklımda iki şey: bu yol hiç bitmeyecek
ve babamın gocuğu omuzundan düştü düşecek
hayret, yol da bitti, gocuk da düşmedi.

Anneme “İşte burası” dedi
biz üç kardeştik orada
gözlerimizde yemyeşil bir ova
sapsarı çiçekler
yer gök söğütlendi.
Koştuk hemen ırmak başına
ilk suyumuzu içtik doya doya
avuçlarımızla tabi ki,
ilk kez kayık gördüm ve bildim
bunu babam söylemedi.

Yıllarımız geçti Aşağı Tarla’da
nice sevincimiz, nice kederimiz
iki yeni kardeşimiz bir de kaybettiğimiz
ne zormuş erken elveda, onu da öğrendik.

Kolay değildir pamuk işçiliği
sulama neyse ne ama
çapa hepsinden beterdi
toplama zamanı gözümüz bulutlarda
bereket birader iyi türkü söylerdi.

Şimdi ekeni dikeni yok
bütün bunlar çok eskidendi
çok değişti devir, çok
bomboş Aşağı Tarla
artık güzle*miz de yok
bütün bunlar çok eskidendi.

Babamın gocuklu yıllarından
çok daha yaşlıyım şimdi.

Şerif Erginbay

*Güzle: Güz aylarına kadar göçülüp kalınan çardaklı barınak.

*Şiir; dip dalgasıdır hayatın. (ş.e.)

#Manavgat #ManavgatIrmagi #turkishpoetry #siirsokakta #poetry #poem #poet #turkishpoet #seriferginbay #siir #edebiyat

Hiç yorum yok :