11 Ocak 2020

Özdemir İnce "Bir Muamma", İlhan Berk Şiirin Çizdiği


ÖZDEMİR İNCE: “BİR MUAMMA” VE DAHA “23-6=17” YAŞINDA

Daha birkaç gün önce “Kitaplığımdaki Ödenememiş Vefa Borçları” sunumuyla Özdemir İnce’ye teşekkürlerimi sunmuştum, René Char’dan yaptığı Sessiz Oyun çeviri dolayısıyla. Samih Rifat ve Tahsin Saraç çevirilerini daha çok seviyorum, o ayrı mesele ama bu İnce’ye vefa borcumu ödetmez.

Özdemir İnce’nin Cumhuriyet Aydınlanması ve Laiklik konulu yazılarının çoğuna yürekten katılıyorum. Ne var ki, Yalçın Armağan tarafından hazırlanan Şiirin Çizdiği (İlhan Berk, Edebiyat ve Şiir Üzerine Yazılar) konu olunca öne sürdükleri genç cumhuriyetin kültür devrimi diye adlandırmayı hak eden gelişimini, iklimini yoksayıcı, küçümseyici bir tavır almakta. Bu tavır Özdemir İnce’yi vuran bir bumerang aslında, gerçekten üzgünüm. Bu tavrının nedeni yayıncılık sektöründeki iç çelişkiler, rekabet ya da yazarların saflarını belirleme mecburiyetine itilmeleri midir, bilemiyorum, bana epey uzak bir konu.

Son günlerdeki tartışmalar İlhan Berk’i önemseyen çevrelerin malumudur. Ben konunun uzmanı değilim, takıldığım yer yaş konusu. Özdemir İnce yazısının bir bölümünde şöyle diyor:
“İlhan Berk 23 yaşında. Şimdi yazının ilk cümlesini okuyalım: ‘Henri Bremond’un şiire dair kitabını bundan altı sene kadar önce Ahmet Haşim’in bir makalesinden öğrenmiştim...’ Cümlenin gerisini okuyun. Ama daha önce yaşını hesaplayın: 23-6=17. Sizin dikkatinizi çekmiyor mu?”
Henri Bremond konusuna Yalçın Armağan açıklık getirmiş, alta linkini vereceğim.

Genç Cumhuriyet’in Kültür Devrimi’nden, Çeviri Fırtınası’ndan kendi payıma düşeni anlatayım: 1957 doğumluyum, Karaman gibi bir yerde parasız yatılı okurken daha ortaokul birinci sınıfta dolabımda Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam kitabı bulunduğu için dayak yemişim. Okulun duvar gazetesi şiir köşesine Nazım Hikmet’in şiirlerini Orhan Selim adıyla astığımdan dolayı dövülmüşüm. Dahası, her gün Karaman Halk Kütüphanesi’ne giderek Jean-Paul Sartre’ ın “Varoluşçuluk Bir Hümanizmadır” kitabını okumaya, anlamaya çalışmışım.

Bütün bunlar benim, kültürel iklimimizin hafif rüzgârlarıyla yüzüme vurduğu 14, en geç 15’li yaşlarımda geldi başıma hem de Konya, Karaman gibi bir yerde. Şimdi 30’lu, 40’lı yılların devinimini, heyacanını, fırtınasını düşünün; 17 yaşındaki İlhan Berk’in payına neler düşmüştür, hayal edemiyorsanız bakış açınızı değiştirin. “Sizin dikkatinizi çekmiyor mu” Özdemir İnce Ağabey? Selamlar, saygılar.

...

Not: Antalya’ya her geldiğinde İlhan Berk’le uzun yürüyüşlerimiz, sohbetlerimiz oldu. Şiirlerimi okumaya zorlardı beni, yüzüm kızararak okumaya çalışırdım. René Char tutkumu farkedince: “Adresini yaz. René Char’ın ilk şiirlerinin çıktığı Fransızca dergiler var, sana göndereyim”, demişti. Kibarlığımdan mıdır, yüce gönüllü görünme abartısından mıdır nedir: “Fransızcam liseden kalma, iyi değil, gerek yok İlhan Abi, teşekkürler”, demiş bulundum.

Neredeyse ilk yayınlandığı zamanlarda Char'ı Fransızca okumuş, 1962'de ise Rimbaud'an Seçme Şiirler kitabının Fransızca aslıyla birlikte yayımyanmasını sağlamış bir İlhan Berk'ten söz ediyoruz. 17 yaşındayken başına çok şeyler gelmiş olmalı.

Fazlalık Not: Bir de kızdığım huyu vardı. Hangi vitrinde küçük kareli gömlekler görse duruyor ve: “Bir de içeri bakalım”, diyordu. Bu benim şiir konuşma sohbetimden çalınan zaman demekti. Vazgeçirmek için: “Bu mağazalar hep kazıkçı İlhan Abi, turistler için bu fiyatlar”, demiştim. Anında: “Kaç para olduğu önemli değil, gömlek önemli benim için”, deyivermişti. O zaman anladım neden “hoş tilki”liğin İlhan Berk’e yakıştığını, yapıştığını.

Anısına saygıyla.

ŞERİF ERGİNBAY

#ozdemirince #ilhanberk #yalcinarmagan #siirincizdigi #ykykultur

https://t24.com.tr/k24/yazi/ne-muamma-ne-mahremiyet-ne-de-vukuat,2497

Hiç yorum yok :