26 Temmuz 2015

Bozala Fırtına

Bozala Fırtına
Gün tümüyle yiter,
alçalan bakışların kıyısı bile seçilmez olur,
yalnızca yazlara özgü öğle güneşinin sahnesinde parıldayan-
bu bakışların yüreklerde ne kadar gereksiz bir yük olduğunu-
yineler bir bozala fırtına; altını ve üstünü çizerek yazar
bir daha da okunmasa da olur şekilde
kirli bir duvarın en altına, çürümüş yaprakların hizasına.
Bir bozala fırtına biter,
nereden geldiğinin önemsizliğini bile sezdirmeden
durgun günün yüreğini hoplatır;
gündelik hazların sıcak yatağı savrulur
bir yere bir göğe,
kurulu düşler yoklamasında bütün hesaplar altüst,
bütün kıvrımlarda biraz çamur biraz ekşimiş ot kokusu,
bütün yarınlar ertelenmiş dünlerin kapısında alacaklı sırasına.
Savurdukları ona yeter,
kalanların bozulmuştur ezberi birkaç dakikalığına,
nasıl olsa unutuşun dersi acıya eşitlenmez ki hiçbir zaman,
bilir bunu bozala fırtına, önemsemez hiçbir zaman
ve bunca yorgunluktan sonra
ödünç aldığı yapraklarına dökerek belleğini
sarılıp uyur bir başka serüvenine kadar
ceviz ağaçlarına, çınar ağaçlarına.


Şerif Erginbay

Hiç yorum yok :