İşte Güz
Kışın aç ağzı. Acı yelde uçan kül.
Yangın yerini yıkayan sağanaklar. Kuşlarda aceleci kanat.
Göç hazırlığı; yol bıçak bıçak.
Erkenci ikindi güneşleri. Acı gülümseyişi takımyıldızının.
Sel beklentisi aç ırmaklarda.
Tedirgin taşkın dereleri: İşte güz!
İçine örtülmüş yaz bahçeleri.
Körleşmiş ve işte böyle göz gözeyiz.
Yarım bardaklar. Acı rakı. Islak tuz.
Uçurtma sonu. Çocuk ellerinde son üzümleri asmaların:
Hoşça kal kütük. Dişlenip unutulmuş elma. Çokça şarap:
İşte güz!
Toprağı örseleyen yengi. Ruhun çalgısını üfleyen orman.
Çoğalan pencere camı ve çelişkisi çoban ateşinin.
Kırık dal; eksik istek.
Ad değiştiren durulmuş öfke: Ölümüne yol aldığımız
gizli ışık. Su; kendini saran çıplak kaya: Kaya yapayalnız!
Ağız birliği yenilmişlerin. Kaynağında çoğalan susuzluk.
Gözlerde saklı şiir. Dörtyol ağzında zamansız çığlık;
İşte güz!
Şerif Erginbay
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder