9 Ağustos 2018

Fikret Otyam Anması, İlhan Berk Dahil


İki zor insan; Fikret Otyam ile İlhan Berk’i barıştırmak oldukça kolay oldu.

OTYAM VE BİRKAÇ ANI

Fikret Abi ile ilk karşılaşmamız 1992 yılında Değirmen’de oldu. Filiz ablayla birlikte Aksaray Belediyesi’nin davetlisi olarak yola çıkmışlar, öğle yemeği için değirmene gelmişler. Ben fırının başında kiremitte alabalık yapıyordum, epey müşteri yoğunluğu olan bir gündü. Arkamdan bir ses gürledi: “Vallahi burada bir rakı içemezsem kahrımdan ölürüm”. Baktım, gök sakallı bir adam, hemen tanıdım elbette. “Fikret Abi hoşgeldiniz”, dedim. Dağın taşın arasında, böyle ıssız bir yerde kendisini tanıyan biriyle karşılaşmak hem tuhafına hem de hoşuna gitmişti. Elbette o gün ölmekten kurtardım, güzel demlendik. Uzun uzun sohbet ettik. Bu daha başlangıçtı. Dostluğun, baba/abi-kardeşliğin, hal hatır bilmenin, vefanın, büyük insanlığın, erdemin ne olduğu, ne olması gerektiğini gün ışığı gibi şahsında hep gösterdi.. göstermekte Fikret Abi.

2000 yılında Değirmen’i arkamda bırakarak Antalya’ya taşındım. Zor bir dönemimdi. Fikret Abi nasıl yaptıysa izimi sürüp bana ulaştı Gazipaşa’dan, telefonla: “Ne yapıyorsun, ne yiyip içiyorsun, geçimin nasıl, çoluk çocuk iyi mi”, diye soran neredeyse tek insanımdı. Tanıdıklarına birkaç tavsiye mektubu yazdı, biraz da baskı yaptı (muhtemelen bol küfürlü), sayesinde iş bulabildim. Bu adamı nasıl unuturum şimdi ben.

Sonraki yıllarda Antalya kültür sanat ortamına daha çok girer oldum, biraz da belediyedeki görevim nedeniyle. Ülkemizin değerli şair, yazar ve eleştirmenleriyle yüzyüze sohbetlerde, söyleşilerde, sempozyumlarda karşılaşma, tanışma imkanım oldu. Özellikle İlhan Berk her Antalya’ya geldiğinde birlikte uzun yürüyüşler yapardık. Bir yürüyüşümüz sırasında -yanılmıyorsam 2007 yılı- Konyaaltı caddesindeki Fikret Abi’nin evinin karşısındaki banka oturduk, biraz dinlenmek için. Ben konuyu Fikret ve Filiz ablaya getirdim, anlattım biraz. İlhan Berk: “Biz birkaç yıldır küsüz, benimle konuşmuyorlar”, dedi. Ben: “Şu karşımızdaki apartmanda oturuyorlar”, dedim. Parmağımla kaldıkları daireyi gösterdim. Belli etmese epey heyecanlandığını hissedebiliyordum. “Sende telefonu var mı”, dedi. Olduğunu söyledim. “Arasana”, dedi, “Ama benim adımı verme, surpriz bir misafir getireceğini söyle”, dedi.
Epey gerildiğimi itiraf edeyim. İki zorlu insan, küsmeleri için de zorlu sebepleri olmalıydı. Fikret Abi’nin öfkesinin önünde durulmazdı zaten. Ya ikimizi bir kapıdan kovarsa. Korka korka aradım, Filiz Abla açtı telefonu, Fikret Abi’ye verdi. “Ne demek, başım gözüm üstüne, gelin”, dedi Fikret Otyam. Biraz rahatlamıştım, kim bu misafir falan diye ısrar etmemişti. “Yakın bir yerdeyiz zaten, hemen geliyoruz”, dedim.
Zile bastım, İlhan Berk arkama saklandı, güneş gözlüğünü çıkarmamıştı. Kapı açıldı, ben girince İlhan Abi açıkta kaldı haliyle. Otyamlar’a, “Ne kadar karanlık burası, ışıkları açar mısınız”, dedi. Gülüştüler, sarıldılar. Ben bu espirinin basitliğine bir anlam verememiştim, sonradan sohbet ederken anlattılar, çok uzun yıllar önce kendi aralarınra özel bir anısı varmış meğerse. Uzun uzun sohbet edildi. Küsme nedenlerinin kaynağındaki yanlış anlaşılmalar, kulaktan kulağa aktarılan yanlış bilgilendirmeler sonucu olduğu konusunda hemfikir olundu. Ortam epey rahatladı. Fikret Abi’nin resimlerini bir kez daha tavaf ettik İlhan Berk yorumları eşliğinde. Filiz Abla'nın Anadolu motiflerini yeniden yorumladığı çulhalık işi özgün dokumalarından ve fotoğraflarından konuştuk. Hayatın bana sunduğu bir şans olarak iki zorlu insanı barıştırmanın kolaylığı ve anısı. İki değerli insanı da Ağustos’ta uğurladık sonsuzluğa.

Elbette barıştıramadıklarım da oldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemeye karar verdiği Resim Festivali dolayısıyla “Resmin festivali olmaz”, diyen Otyam’ı ikna etmek mümkün olmadı. Beni aracı yaptılar, birkaç kez yüzyüze görüştüm, alttan alarak Fikret Abi’yi yumuşatmaya, uzlaştırmaya çalışırken hep ikna olan ben oldum.

Özleniyorsun Fikret Abi. #FikretOtyam

Saygılar ve selamlar Filiz Abla. #FilizOtyam

Unutulmazsın İlhan Abi. #İlhanBerk

Dizgisine yardım ettiğim
kitap hazırlıklarından biri sırasında: Mart 2013

Hiç tanışmamışken, yalnızca kitabımı yollamıştım. Birkaç ay sonra İlhan Abi Bodrum'dan bu kartı atmıştı bana. Teşekkürler İlhan Berk. 




Hiç yorum yok :